:))

LÜTFEN DESTEK OLUN !

28 Eylül 2011 Çarşamba

KİLO KONTROLÜNDE HANGİ BESİNLER YASAKTIR

Eğer kilo probleminiz varsa, yediğiniz yiyeceklerin niteliğine dikkat ederseniz bu konuda daha kolay yol alırsınız.


Glisemik indeksi yüksek olan yiyeceklerin farkında olun. Glisemik indeks, besinin içindeki şekerin yüksekliğini ve hızlı kana karışmasını ifade eder. Bu türdeki besinleri seçtiğinizde kan şekeriniz hızlı yükselir ve hızlı düşer. Bu durumda daha çabuk acıkırsınız ve daha çok yersiniz. Mesela bu açıdan baktığımızda pirinç yasaklıdır, bulgur masumdur; beyaz ekmek yasaklıdır, esmer ekmek masumdur; muz yasaklıdır, kivi masumdur; karpuz yasaklıdır, kiraz masumdur; üzüm yasaklıdır, erik masumdur; beyaz makarna yasaklıdır, kepekli makarna masumdur; mısır-patates yasaklıdır, kurubaklagiller masumdur.

Yağlara karşı dikkatli olun. Dünya üzerindeki en yüksek kalorili yiyecek yağlardır. Yağlar üzerine konuldukları yiyeceklerin kalorisini çok yükseltirler. Gizli yağı yüksek yiyecekler çevremizi sarmış bir deniz şeklinde ve çoğumuz farkında olmadan bu yiyeceklerden çok tüketiyoruz. Bu açıdan baktığımızda pastane simidi yasaklıdır, sokak simidi masumdur; kıymadan yapılan kebaplar adana-urfa-köfte-döner yasaklıdır, pirzola-bonfile-biftek-çöp şiş-kuşbaşı masumdur; cipsler yasaklıdır, leblebi masumdur, hazır dondurmalar yasaklıdır, pastane dondurması masumdur; kremalı çorbalar yasaklıdır, sade çorbalar masumdur; şerbetli tatlılar yasaklıdır, sütlü tatlılar masumdur.

Tuzlu yiyecekleri daha az tüketmeye çalışın. Günümüzde bir insan günlük tuz ihtiyacının yaklaşık 4 katını tüketiyor. Fazla tuz tansiyon yüksekliği, kemik erimesi ve vücutta su tutarak ödeme neden oluyor. Turşular-salamuralar yasaklıdır, taze sebze meyve masumdur; cipsler-krakerler yasaklıdır, patlamış tuzsuz mısır masumdur; salam-sosis-sucuk gibi şarküteriler yasaklıdır, füme etler göreceli olarak daha masumdur.

Protein ve kalsiyum oranı yüksek olan yiyecekler ise kilo kontrolünde tam manası ile bir mucizedir. Süt, yoğurt, ayran, kefir yıldız olması gereken yiyeceklerdir. Özellikle yaz aylarında cacık, yoğurtlu semiz otu, yoğurtlu közlenmiş sebzeler, taze meyve ile yapılan katkısız yoğurtlar ve sütlü kahve açlığa cevap vermede öncelikli seçilmesi gereken yiyeceklerdir

KALSİYUM HASTALARI BESLENMELERİNDE NELERE DİKKAT ETMELİLER

Türkiye’de en sık rastlanan taş tipleri kalsiyum oksalat taşlarıdır. Bu nedenle böbrek taşı hastalarının beslenmesinde alınan oksalat miktarı büyük önem taşımaktadır. Oksalat alımında en önemli etkenlerden biri siyah çay tüketimidir. Siyah çay oksalattan çok zengindir, o nedenle direkt olarak etkiler. Çay dışında fazla kahve tüketimi, suyun yetersiz tüketilmesi, tuzun fazla tüketilmesi, oksalattan zengin sebzelerin, hayvansal kaynaklı proteinin fazla alınması riski artıran faktörler olarak belirtilebilir.
Hayvansal kaynaklı protein, kırmızı erik ve mürdüm eriği idrarı asit yapar ve oksalat taşlarının çökmesi uygun hale gelir. O yüzden hayvansal kaynaklı proteini mümkün olduğu kadar günlük gereksinimi aşmayacak kadar öneriyoruz. Yetersiz olması da uygun değildir;çünkü vücudun protein ihtiyacı vardır ve hayvansal kaynaklı protein de vücutta en iyi kullanılan proteindir.
Sebzeler de genellikle yüksek oksalat içerdiğinden mümkün olduğu kadar oksalat miktarı az olan sebzeleri öneriyoruz. Örneğin çok koyu yeşil yapraklı sebzelerde oksalat miktarı fazladır. Ispanak, semizotu, pancar, şalgam, taze fasulye bamya gibi sebzeler bu sınıfa girer. Brokoli, bürüksel lahanası ve normal lahanada ise miktar düşüktür. Mümkün olduğu kadar sebzelerin haşlanıp, suyu süzüldükten sonra pişirilmesini ve tüketilirken beraberinde bir kalsiyum kaynağının bulunmasını (yoğurt, peynir, süt gibi) önemlidir.
Meyvelerden kırmızı erik ve mürdüm eriği asit yapar. Asit ortamda oksalat taşları çok daha kolay çöker. Çilek ve kivi de yine oksalattan zengin meyvelerdir. Limonata ve portakal suyu önerdiğimiz içecekler arasındadır… Yağlı tohumlardan fındık, yerfıstığı, badem gibi yiyecekler yine oksalattan çok zengindir. Hastalarımıza bunları azaltmalarını; kakao ve kakaolu içecekler ile kolayı mümkünse tamamen çıkarmalarını istiyoruz.
Böbrek hastalarında su tüketimi çok nem taşır. Özellikle hastanın geçmişini incelediğinizde çoğunun altında yeterli miktarda su tüketilmediğini görüyoruz. Günlük su tüketiminin 2-2,5 litre olması, toplam sıvı alımının ise; erkeklerde 3,7 litre, kadınlarda da 2,7 litre olması önemlidir.
Tuzu hayatınızdan çıkartın demiyoruz başka bir rahatsızlığı yoksa günlük 6 gram tuz normal sağlıklı bireyler için yeterlidir. İlave tuz, sofrada tuzluk kullanımını önerilmemektedir.

VÜCUDA ALINMASI GEREKEN KALSİYUM MİKTARI (BÖBREK HASTALARI İÇİN)

Kişiye göre farklılıklar gösterse de ortalama 1000–1200 miligram alınması önerilir. Bu miktar da 3 su bardağı süt ya da yoğurt ve iki dilim kadarda peynir anlamına gelmektedir. Tüm besinlerden dengeli bir şekilde alınması gerekmektedir. Günlük önerilen dozların yüzde yüzünü almaları gerekiyor. Bunun için de mutlaka bireysel danışmanlık alınmalı ve kişinin ihtiyacına göre yönlendirilmelidir.

BÖBREK TAŞI OLANLARIN BESLENME DÜZENLERİNDE KAÇINILMASI GEREKENLER

- Siyah çayı ve kahveyi çok az tüketmeli,
- Bol su içmeli,
- Tuzu yemeklerden az miktarda almalı, ekstra tuzluk kullanmalı,
- Yeterli kalsiyum almalı, aşırıya kaçmamalı,
- Siyah çay yerine yeşil çay ya da diğer bitki çaylarını tercih etmeli,
- Alkolden uzak durmalı,
- Hayvansal kaynaklı protein alımına dikkat etmeli,
- İdeal ağırlığında olmalı, ani kilo kayıplarından kaçınmalı...

19 Eylül 2011 Pazartesi

Mesai saatleri kısalıyor! İstihdamı arttırmak için haftalık çalışma saati azaltılacak!

Kalkınma Bakanı Yılmaz, haftalık çalışma süresini 3-4 saat indirmek istediklerini açıkladı. Böylece işsizlik de azalacak !

Hükümet, yeni istihdam paketi ile esnek çalışma modelini geliştirirken, haftalık çalışma saatlerini de aşağı çekmeyi planlıyor. Sabah'ın haberine göre paketle, Çalışma Bakanlığı tarafından 45 saat olarak belirlenen, ancak kamu ve özel sektör ortalaması 49 saati bulan haftalık çalışma süresinin 3-4 saat aşağı çekilerek, AB standartlarına getirilmesi hedefleniyor.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, mevcut yasal çerçevede istihdam artışına engel bir yapının olduğunu söyledi. "Daha fazla işe alımı değil, daha uzun çalışma saatlerini teşvik eden bir sistem var. Bu sürdürülebilir değil" diyen Yılmaz, bunu ortadan kaldırmak için hem mevcut çalışanların çalışma saatlerini indirmek, hem de işverenin yeni çalışanlar almasını sağlamak istediklerini kaydetti. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da, haftalık çalışma saatindeki 4 saatlik indirimin bile işsizlik oranlarını 3-5 puan aşağıya çekebileceğini ifade etmişti.


'YENİ ELEMAN ALIMI KOLAYLAŞIR'


Ali Babacan, konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştı: "49 saatlik çalışma süresi 45'e inerse işveren 100 kişi değil, 105- 106 kişi çalıştıracak. Bizim ortalama süreyi azaltabilmemiz, işverenin mevcut elemanlarını çok çalıştırma yerine, yeni eleman almayı daha kolay hale getirmemiz işsizlikle mücadelede en önemli enstrümanlardan biri olacak." açıklamasını yaptı.

ŞİDDETİ ÖNLEYİCİ REHBERLİK ÇALIŞMALARI

Her dönemin kendine özgü gelişim özellikleri ve görevleri vardır. Bu dönemler içerisinde en sorunlu dönem ergenlik dönemidir. Bir dönemin görevleri tamamlanmadığında ve ihtiyaçları giderilmeğinde, bu eksiklikler bir sonraki döneme kalacaktır.